Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin görülen davada tanık ifadeleri ile yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Aydın Köstem, Levent Göktaş, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ve Mehmet Narin ile taraf avukatları katıldı. Başka suçtan tutuklu sanık Enver Altaylı ise tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağlandı.
Aydınlık’ta yer alan habere göre, duruşmada, olay sırasında ve halen ABD Büyükelçiliğinde güvenlik görevlisi olan kişiler tanık olarak dinlendi. Hablemitoğlu’nun evinin bulunduğu sokaktaki ABD Büyükelçiliği lojmanı önü, elçilikte çalışan görevlilerin nöbet yeriydi. Görevlilerin, cinayetten bir gün önce araç içerisinde iki kişi gördükleri ancak bildirmedikleri ortaya çıktı.
“HABLEMİTOĞLU’NU HİÇ GÖRMEDİK”
Tanıklardan Z.K., 1999’dan bu yana ABD büyükelçiliğinde güvenlik görevlisi olduğunu söyledi. Z.K. “Portakal Çiçeği Sokağında büyükelçiliğin iki lojmanı var. Biz de güvenlik için iki saat o bölgede bekleme yapardık. Orada herhangi bir yerde bekliyorduk. Arabamızı oraya park ettik. Şengül Hablemitoğlu aracını yanımıza park etmişti o gün. Onun dışında bir şey olmadı. Bize baktığını fark ettik. Herhangi bir konuşmamız olmadı. Daha sonra tehdit aldıklarını, o bölgedeki şahıslara dikkat ettiklerini öğrendim. Daha önce Şengül hanım veya eşini hiç görmedik.” dedi.
“GÖRÜNMEME ŞANSIMIZ YOK”
Z.K. ayrıca olay tarihinde herhangi şüpheli bir durum görmediklerini söyledi. Diğer güvenlik görevlisi E.E. ile olay günü arabada ilahi dinlediklerini kaydeden Z.K., bir ara müziğin sesini açtıklarını ifade etti. Mahkeme başkanının, “Şengül Hanım oraya sonradan mı geldi?” sorusuna Z.K., “Çok net hatırlamıyorum ama sanırım biz arabayı yanına park ettik.” yanıtını verdi. Mahkeme başkanı ayrıca tanığa, “Gizli bir faaliyet yapmıyor musunuz? Şengül Hanım fark etmiş sizi” sorusunu sordu. Z.K. de bu soruyu, “Yüzde yüz görünmeme şansımız yok.” şeklinde cevapladı. Önceki gün görülen celsede tanık E.E.’nin ifadesi üzerine söz alan Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu, “Aracımı temizlerken siz gürültülü şekilde aracımın yanına gelip park ettiniz. Dini bir müzik dinliyordunuz. Gayet görünmeyi isteyecek şekilde geldiniz. Size dikkatli şekilde baktım. Plakanızı aldım.” demişti.
“ABD BÜYÜKELÇİLİĞİNİN PARASI MI YOK?”
Mahkeme başkanının tanığa sorduğu diğer sorular ve aldığı cevaplar ise şöyle:
Mahkeme başkanı: Nöbetlerde değişim saatleriniz nasıl?
Z.K.: Bölge dağılımı yapıyoruz. İki saat boyunca orada oluyoruz. Oradan başka bölgeye geçiyoruz. 24 saat kesintisiz bekleme şansı yok. Başka yere geçtiğimizde diğer yer boş kalıyor.
Mahkeme başkanı: Niye boş bırakıyorsunuz? ABD Büyükelçiliğinin parası mı yok? Orası boş kalırsa emniyetsiz hale geliyor.
Z.K.: Sayımız az olduğu için başka bir yere mecbur gidiyoruz diğer yer de boş kalıyor.
Mahkeme başkanı: Olay günü hangi saatlerde orada nöbet tuttunuz?
Z.K.: Öğleden sonra.
“DAHA DUYARLI OLMALARI SÖYLENDİ”
Sanıklardan Mehmet Narin ile Z.K. arasında yaşanan diyalog ise şu şekilde:
Mehmet Narin: 11 Eylül saldırısı olmuştu. Amerikalılar elçiliklerinin olduğu yerde güvenliklerini artırdı. Siz de güvenlik artırdınız mı?
Z.K.: Evet artırdık.
Mehmet Narin: Buna rağmen devriyelerde görev yaptığınız yeri boş bırakabildiniz. Cinayet oldu size herhangi bir uyarı yapıldı mı?
Z.K.: Sadece o gün vardiyada olanlar etkilenir. Onlara duyarlı olmaları söylendi.
Sanık avukatı Emrah Yücel: Bölgenizde önemli bir cinayet işlenmiş. Bu ABD’lilere de yönelik olabilirdi. Amirleriniz, ‘Bunu nasıl atladınız?’ diye sorup sizden rapor istedi mi yoksa, ‘ABD’ye yönelik değil.’ diye es mi geçtiler?
Z.K.: Bir şey sormadılar.
“ARACIN İÇİNDE İKİ KİŞİ VARDI”
Duruşmada tanık olarak dinlenen N.Ç. de şu ifadeleri kullandı:
“Olay gününden 1 gün önce gece çalışıyordum. Akşam 7’den sabaha kadar çalıştım. Hablemitoğlu’nun oturduğu bina civarında bizim önümüzde bir araba vardı. Plakayı, rengi, modeli hatırlamıyorum. İki adam arabanın içindeydi. Sonra başka lojmana gittik. Cinayet işlendiğini basından duyduk. Müdürümüze ‘Böyle bir araç gördük emniyetle paylaşalım mı?’ dedik. Müdür de ‘tabi’ dedi. TEM’e gidip ifade verdik.”
İFADESİNDE VERDİĞİ PLAKAYI SÖYLEYEMEDİ
Mahkeme başkanı ile N.Ç. arasında geçen soru ve cevaplar ise şöyle oldu:
Mahkeme başkanı: Gördüğünüz aracın plakasını hatırlıyor musun?
N.Ç.: Hatırlamıyorum.
Mahkeme başkanı: Araç dikkatinizi çekti ama bildirmediniz mi?
N.Ç.: Lojmana yönelik herhangi bir durum olmadığı için o gün bildirmedik. Cinayet işlendikten sonra söyledik.
Mahkeme başkanı: Emniyet ifadenizde aracın plakasını söylemişsiniz.
N.Ç.: Şu anda hatırlamıyorum ama ifademde vermiş olabilirim.
Mahkeme başkanı: ABD devletinden mi maaş alıyorsunuz?
N.Ç.: Paramız Amerika’dan geliyor. Türk devletine yıllık vergi veriyoruz.
Mahkeme başkanı: Hiç mi Necip Hablemitoğlu ya da eşiyle karşılaşmadınız?
N.Ç.: Hayır. Biz sadece orada durmuyorduk. Lojmana yönelik bir hareket olmadıkça sağa sola bakan kişiler dikkatimizi çekmiyordu.
Mahkeme başkanı: Ekibinizden her zaman birileri orada oluyor muydu?
N.Ç.: Sürekli değil. Çünkü başka lojmanlarımız da vardı.
“OLAY SONRASI İKİ PERSONELİN ARACI DURDURULDU”
Sanık Mehmet Narin: Bir cinayet işlenmiş. Cinayet anı orada olmasanız bile illa ki daha sonra gittiniz. Hiç mi rapor vermediniz böyle bir cinayet oldu diye?
N.Ç.: Tabii ki veriyoruz. Ama polis yolu kapatmıştır. Oraya gidilmemiştir. Bize illa o lojmana gidin orada durun denmiyor. Sizin rapor anlayışınız farklı bizim ki farklı. Yol kapalıysa yol kapalı demişlerdir. Ama biz o lojmana gidemedik denilmemiştir. Mecbur değildik o lojmanda durmaya.”
Sanık Tarkan Mumcuoğlu: Amerikalılardan eğitim aldınız mı?
N.Ç.: Aldım. Olay tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Cinayet Büro Amirliğinde büro amiri olarak komiser rütbesiyle görev yapan Tamer Topsakal da tanık olarak verdiği ifadede şunları söyledi: “2006’da çete operasyonunda gözaltına alındım. Nuri Gökhan Bozkır ile beraber yargılandık. Tahliye olduktan sonra Bozkır ile görüşmelerimizde, Hablemitoğlu suikastına ilişkin o dönemde Özel Kuvvetler Komutanlığında hareketlilik olduğunu, oradan bir ekibin cinayeti işlemiş olabileceğini söyledi.”
“FETÖ’CÜ EMNİYETÇİLER MERMİLERİ ABD’DEN GETİRDİ”
2000 yılına kadar FETÖ içerisinde yer aldığını daha sonra örgütten ayrıldığını kaydeden Topsakal şu ifadeleri kullandı:
“Örgütte Hablemitoğlu’ndan nefretle bahsedilirdi. Cinayetle ilgili araştırma için özel bir ekip kuruldu. Başında Yurt Atayün vardı. Biz de cinayet büro olduğumuz için araştırmak istedik ancak soruşturmaya dahil edilmedik. Cinayette kullanılan mermiyi Türkiye’de bulmak mümkün değil. Almanya değil, bu Amerika menşeili bir mermi. Bizim emniyetten birçok kişi ABD’ye kursa gitmişti. Giden kişilerin çoğu FETÖ’cü. Oradaki eğitimlere kendi silahlarıyla gidip bu mermiyi kullandılar. Döndüklerinde de beraberlerinde getirdiler. Burada kendi şarjörlerinin en üstüne bu mermiyi sürüyorlardı. O dönem ayrıca Zaman Gazetesi cinayetle ilgili, bölgeden çok sayıda askerin sinyali alındığı şeklinde yayınlar yaptı. Ancak bizim konuşmalarımızda, bölgeden çok sayıda emniyetçinin olay sırasında sinyal verdiği konuşuluyordu. Bu soruşturmadaki emniyetçilerin bu işi kapatmaya uğraştığını düşünüyorum.” Davada, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile emekli albay Levent Göktaş’ın da aralarında bulunduğu 10 sanığın yargılanıyor.
İFADE TARİHLERİ DEĞİŞTİRİLDİ Mİ
Avukat Ersan Barkın tanığa, Necip Hablemitoğlu’nun evinin olduğu sokakta cinayetten bir gün önce gördükleri aracı büyükelçiliğe rapor edip etmediklerini sordu.
N.Ç., “Lojmana yönelik bir durum görmediğimiz için raporlaştırmadık. Keşke raporlaştırsaydık.” dedi. Duruşma savcısının, “Yaklaşık 4 gün sonra bu plakayı nasıl net şekilde hatırladınız? Bu plaka bir kamyona ait çıkıyor.” demesi üzerine N.Ç., “Meslek icabı bazı konulara dikkat ediyoruz. Araç zaten önümüzde durmuş. Arabalardan fazla anlamam. Yanımdaki arkadaş model marka konusunda yüzde yüz emindi. Bizim çalışma şeklimiz budur. Bir gördüğümüz insanı 6 ay sonra görsek yine tanırız.” ifadelerini kullandı. Savcının, “Yanınızdaki arkadaşınız Y.A. ile aynı anda ifade verdiğinizi söylüyorsunuz. Sizin ifadeniz 21, onunki ise 19 Aralık tarihli” diye hatırlatması üzerine N.Ç. “Beraber ifade verdik. Bir kere gittik sadece.” dedi.
“BİR ŞEYLER GÖLGELENMEK İSTENİYOR”
Sanık avukatlarından Ali Soykan da, suikasttan sonra o gece bölgede olan Büyükelçilik güvenlik görevlileri S.A. ve A.U’nun aracının Kuğulu Park civarında polis tarafından durdurulduğunu, üstlerinin arandığını, amirlerini haberdar ettiklerini anlattı. Soykan, “Sonra amirleriniz sizi bilgilendirmedi mi?” diye sordu. N.Ç. bilgi verilmediğini, kendiliğinden ifadeye gittiklerini söyledi. Av. Soykan, “Bilgi verilmiyor, ifadenin tarihi değiştiriliyor. Sanki bir şey gölgelenmek isteniyor.” dedi.