Welcome to Our Website

Gazze ablukası “savaş suçu” mu, BM ve insan hakları örgütleri nasıl değerlendiriyor?

Kuzeyi ve doğusunda İsrail, güneyinde Mısır ve batısında da Akdeniz’in bulunduğu Gazze Şeridi, 2007 yılından bu yana havadan, karadan ve denizden İsrail’in kuşatmasında.

Hamas’ın Cumartesi günü İsrail’e yönelik saldırısının ardından İsrail yetkilileri, Gazze için ‘topyekün abluka’ kararı aldı, elektrik, gıda ve akaryakıt tedarikinin kesileceğini söyledi.

Enerji ve Altyapı Bakanı Israel Katz, İsrail’den Gazze Şeridi’ne giden su kaynaklarının da derhal kesilmesi emrini verdiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşları ve insan hakları örgütleri, insanlar için günlük hayatın halihazırda zor olduğu Gazze’de İsrail’in aldığı yeni kararın tehlikeli olduğunu vurguluyor, “son derece vahim” insani durumun “katlanarak kötüleşeceğini” söylüyor.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk, Salı günü yaptığı açıklamada Gazze’deki ablukanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu söyledi.

Turk, böylesine bir kuşatmanın “toplu cezalandırma” diye nitelendirilebileceğini belirtti.

2007’den bu yana Gazze’deki abluka

Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs ile birlikte Filistin topraklarının bir bölümünü oluşturuyor.

2007 yılında iktidardaki Filistin yönetimi ile Hamas arasında şiddetli bir anlaşmazlığın ardından yönetim sadık güçlerini geri çekmiş ve Gazze Hamas’ın kontrolüne geçmişti.

İsrail, ardından bu bölgeye havadan, karadan ve denizden abluka uygulamaya başladı.

2014 yılında Hamas’la yaşanan kısa süreli çatışmanın ardından İsrail, kendisini roket saldırılarından ve militanların sızmasından korumak için Gazze çevresinde bir tampon bölge ilan etti, ancak bu bölge insanların yaşaması ve tarım yapması için mevcut arazi miktarını azalttı.

İsrail’in ablukası günümüze kadar sürüyordu ve BM örgütleri ile insani yardım kuruluşları, ablukanın her geçen gün Gazze halkının yaşam koşullarını kötüleştirdiği uyarısı yapıyordu.

Bugün 2,3 milyon kişinin yaşadığı Gazze Şeridi, dünyada nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu yerler arasında.

BM’ye göre Gazze’deki nüfusun yaklaşık yüzde 80’i uluslararası yardımlara muhtaç.

Burada yaklaşık bir milyon insanın her gün gıda yardımına ihtiyacı olduğu belirtiliyor.

Gıda, tıbbi malzeme gibi birçok mal ancak BM ve insani yardım kuruluşları üzerinden Gazze’ye sokulabiliyor.

Gazze’ye insan ve malların giriş-çıkışı, 2007’den bu yana İsrail ve Mısır tarafından denetleniyor.

Yeni karara tepkiler ne oldu?

İsrail’in abluka kararının ardından Pazartesi günü açıklama yapan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze’ye insani yardım ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısında bulundu.

İsrail’i askeri operasyonlarını yürütürken sivilleri ve sivil altyapıyı korumaya ve uluslararası hukuka uymaya çağıran Guterres, İsrail’in Gazze’yi tamamen kuşatmasından, gıda, yakıt ve elektrik tedarikini kesmesinden “derin üzüntü” duyduğunu söyledi.

Gazze’deki “son derece vahim” insani durumun “katlanarak kötüleşeceği” uyarısında bulunan Guterres, tüm taraflara Gazze’de mahsur kalan sivillere acil insani yardım ulaştırılması için BM’ye izin vermeleri çağrısında bulundu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Cumartesi günü misilleme hava saldırılarını başlatmadan önce “her yerde tüm gücümüzle harekete geçmek üzereyiz” diyerek belirli bölgelerde yaşayan insanları bu bölgeleri terk etmeleri konusunda uyarmıştı.

Ancak birçok kişinin bölgeden ayrılması mümkün değil.

BM’ye göre İsrail’in hava saldırıları nedeniyle neredeyse 200 bin kişi Gazze’de yerinden edildi.

BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), 130 binden fazla kişinin BM tarafından kurulan okullarda barındığını söyledi, ancak bunların bir kısmının İsrail tarafından hedef alındığı bildirildi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise geçtiğimiz günlerde Gazze Şeridi’ndeki sağlık tesislerine 13 saldırı bildirildiğini ve bu tesislerde depolanan tıbbi malzemelerin tükendiğini söyledi.

‘Savaş suçu’

Pazartesi günü açıklama yapan BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı iletişim direktörü Juliet Touma, Gazze’deki insanların “dehşet içinde” olduklarını ve hem kendilerinin hem de çocuklarının ve ailelerinin güvenliği için endişelendiklerini söyledi.

İsrail’in “tam bir kuşatma” kararı almasından bu yana Gazze’ye yardım ulaştırmanın ne kadar zorlaşacağı sorusuna Touma, “Gazze son 16 yıldır abluka altında, bu nedenle BM Ajansı’na bel bağlayanların sayısı son yıllarda büyük ölçüde arttı” dedi.

“Daha fazla sıkılaştırmanın zaten kötü olan durumu çok daha kötü hale getireceğinden endişe ediyoruz” diyen Touma, 1,2 milyon kişinin gıda yardımı için kuruma bağlı olduğunu ve bunların önemli bir kısmının kadın ve çocuk olduğunu kaydetti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, web sitesinde yayımlanan açıklamada İsrail yetkililerinin Gazze’ye elektrik kesimi gibi cezai tedbirlerini “savaş suçu” diye niteledi.

Örgüt, uluslararası hukukun çatışmanın tüm tarafları için geçerli olduğunu söyledi.

Avrupa ve Akdeniz bölgesini izleyen Euro-Med Monitor adlı insan hakları kuruluşu ise sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Gazze’de elektrik, internet ve telefon hatlarının kesik olması nedeniyle birçok kişinin tahliye mesajlarına erişemediğini, bunun da insanların hayatını tehlikeye attığını söyledi.

Gazze-Mısır sınır kapısı kısmen kapalı

Mısırlı güvenlik kaynaklarının Reuters haber ajansına verdiği bilgiye göre, Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah sınır kapısı İsrail’in yakınlarda gerçekleştirdiği bir saldırının ardından kısmen kapatıldı.

Refah, İsrail’in sınır kapılarını kapatmasının ardından Gazze sakinlerinin giriş çıkış yapabildiği tek geçiş noktası.

Geçişler daha sonra sadece insani durumlar için yeniden açıldı.

Mısır ve İsrail tarafından uygulanan abluka, Gazze’de mal ve insan dolaşımına uzun süredir ciddi kısıtlamalar getiriyor.

Kızılay, Hamas’ın Cumartesi günü İsrail’e saldırmasından bu yana Refah sınır kapısı üzerinden Gazze’ye bir miktar tıbbi yardım ulaştırdı.

Avrupa Komisyonu, Filisten’e yardımlarını değerlendiriyor

Avrupa Birliği Komisyonu, Pazartesi günü Filistin’e yönelik yardım programını gözden geçirdiğini duyurdu.

Komisyon’un bölgeye 691 milyon euro değerinde bir kalkınma yardımı portföyü var.

AB Komisyonu Komşuluk ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi, dün X adlı sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, “İsrail’e ve halkına yönelik terör ve vahşetin boyutu bir dönüm noktasıdır. İşler her zamanki gibi ilerleyemez” dedi.

Varhelyi, “Filistinlilerin en büyük bağışçısı olan Avrupa Komisyonu, kalkınma portföyünün tamamını incelemeye alıyor” ifadesini kullandı.

Almanya ve Avusturya ise Filistinlilere yapılan kalkınma yardımının askıya alındığını duyurdu. İtalya, yardımın askıya alınmasının tartışılmaz olduğunu belirtti.

İngiltere de Filistin projelerine yönelik yardımlarını gözden geçirdiğini açıkladı.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir